10 Aralık 2010 Cuma

Çölyak Hastalığında Parietal Hücre Antikoru Sıklığı



Birçok çalışma değişik otoimmün kökenli hastalıklar ile atrofik gastrit birlikteliğini vurgulamış ve atrofik gastritin değişen sıklıklardaki birlikteliğini rapor etmiştir. Atrofik gastrit için spesifik olan parietal hücre antikorunun (PCA) çölyaklı hastalardaki sıklığını araştırmak istedik.

Yöntem. Çalışmaya 31 (23 kadın ve 8 erkek) çölyaklı hasta ile yaşı ve cinsiyeti uyumlu 29 sağlıklı kişiden (22 kadın ve 7 erkek) oluşan kontrol grubu alındı. Her iki grup atrofik gastrit için spesifik olan PCA immunfloresans yöntemle değerlendirildi.

Bulgular. Çalışmaya alınan her iki grup arasında cinsiyet ve yaş açışından anlamlı bir fark yoktu (p>0.05). Çölyaklı hasta grubunda iki kişide PCA pozitifliği tespit ederken, kontrol grubunda antikor pozitifliği saptamadık (p=0.164).
 
Sonuçlar. Atrofik gastritin tanısı malignensi riskini artırması ve demir tedavisine cevapsızlığa yol açmasından dolayı önemlidir. Bulgularımız çölyaklı hastalarda atrofik gastrit için spesifik olan PCA sıklığının artmadığını göstermektedir.

Anahtar kelimeler: Çölyak hastalığı, parietal hücre antikoru, atrofik gastrit

Abstract Aim. Many studies have emphasized the synergy of autoimmune disorders with atrophic gastritis and reported the synergy of atrophic gastritis in varying frequencies. The aim of this study is to investigate the frequency of parietal cell antibody (PCA), specific for the atrophic gastritis, on the frequency of celiac diseases.
Methods. This study included 31 (23 women, 8 men) patients with celiac disease and 29 (22 female and 7 male) healthy control. The PCA, specific for the atrophic gastritis, was evaluated with immunofluorence method.
Results. A significant difference was not found in terms of age and sex (p=0.814, p=0.338 respectively). In patients with celiac disease, the PCA positivity was determined in 2 of 31 patients (6.45%). Positivity was not found in the healthy group. Significant difference was not found between two groups (p=0.164).
Conclusion(s). Due to increased risk of malignancy and leading to unresponsiveness to iron therapy the diagnosis of atrophic gastritis is important. The two conditions mentioned above are important in the clinical follow up of celiac patients. We studied the frequency of PCA to explain this subject. We found that PCA frequency is not increased.
Keywords: Celiac disease, Antiparietal cell antibodies (PCA), Atrophic gastritis.


Giriş

Çölyak hastalığı ince barsak mukozasını tutan otoimmün kökenli bir hastalıktır. Günümüzde çölyaklı bireylerin doğuştan genetik bir yatkınlığa sahip olduğu ve bunun uygun çevresel koşullar altında hastalığa dönüştüğü kabul edilmektedir [1].
Buğday, arpa ve çavdarda bulunan gluten isimli bitkisel proteine yönelik hücresel ve hümoral immün sistem aktivasyonun oluşturduğu, villüs hasarının sonucunda ortaya çıkan malabsorpsiyon tablosu ile karakterizedir. Olayın başlangıcında barsak hücreleri arasındaki sıkı bağlantıların lümendeki antijenik yapıların geçişine izin verecek şekilde bozulması, bu antijenlerin mukozadaki immun sistemle (antigen presenting cells vb.) aşırı temasına yol açar. Bunun sonucunda oluşan immün cevabın villüs harabiyetine neden olurken aynı zamanda bazı başka otoimmun hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabileceği düşünülmektedir [2].
Otoimmün atrofik gastrit, otoimmün kökenli tiroditi olan hastalarda artmış sıklıkta saptanmış olup, çölyaklı bireylerdeki sıklığı hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır [3].
Çölyak hastalığının diğer otoimmün kökenli hastalıklarla birlikteliği mevcuttur. Atrofik gastritin tanısı kanser riskini artırması ve demir tedavisine cevapsızlığa yol açmasından dolayı önemlidir. Bu çalışmada atrofik gastrit için spesifik olan parietal hücre antikorunun (PCA) çölyaklı hastalardaki sıklığı araştırıldı.


Gereç ve yöntem

Çalışmaya on sekiz yaş üstü 31 (23 kadın ve 8 erkek) çölyaklı hasta ile yaşı ve cinsiyeti uyumlu 29 sağlıklı kişiden oluşan kontrol grubu alındı. Hastalardan ve kontrol grubundaki bireylerden farklı zamanda alınan serumlar tamamlanana kadar üç ay boyunca -80°C’de buzdolabında saklandı.
Çalışmamızdaki tüm serumlar PCA immünfloresans yöntemiyle değerlendirildi. PCA testi için substrat olarak maymun mide hücreleri kullanıldı. Örnek serumları immünfloresans antikor (İFA) için hazırlanırken 1/100 örnek serumları 4 dakika vortekste karıştıralarak dilüsyonlar elde edildi. Dilüe hasta serumları, substratların bulunduğu biyoçip (biochip) slaytlara temas ettirilerek asma damla yöntemi ile oda sıcaklığında 30 dakika kadar inkübe edildi. Biyoçip slaytları 5 dakika PBS ve Tween kullanılarak yıkandı.
Biyoçip slaytları 20 μL floresans işaretli antihuman globulinle temas ettirilerek 30 dakika oda sıcaklığında asma damla yöntemi ile inkübe edildi. Biyoçip slaytları PBS-Tween ile çalkalandı ve tekrar ayrı bir küvette 10 damla evans blue ile 150 mL PBS kullanılarak hazırlanmış ortamda 5 dakika kadar yıkandı. Küvetten çıkarıldıktan sonra, kurutularak üstüne 10 μL emmeding medium damlatıldı. Biyoçip slaytlarındaki substratların üstüne lameller kapatıldı. Biyoçip EUROIMMUN marka Eurostar floresan mikroskobunda (Euroimmun AG, Lübeck, Almanya) AG 40x büyütmede deneyimli bir biyolog tarafından değerlendirildi. Sonuç pozitif veya negatif şeklinde değerlendirildi.

İstatistiksel analiz
Veriler ortalama±standart sapma veya oran olarak sunuldu. Verilerin analizinde kategorik değişkenler için ki-kare ve devamlılığı olan değişkenlerde t testi kullanıldı. P değeri <0,05 ise anlamlı kabul edildi.

Bulgular
Çalışmaya 31 çölyaklı hasta ve 29 sağlıklı kişi alınmıştır. Çölyaklı grupta 23 kadın ve 8 erkek sağlıklı kontrol grubunda ise 22 kadın 7 erkek bulunmaktaydı. Her iki grup arasında cinsiyet açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p=0,338). Çölyaklı grubun ortalama yaşı 38,3 ± 12,6, sağlıklı kontrol grubunun ise 37,7± 8,8 olarak hesaplandı. İki grup arasında yaş açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p=0,814). Çölyaklı hastaların ikisinde (%6,4) PCA pozitifliği saptanırken kontrol grubunda PCA pozitifliği saptanmadı. İki grup arasında antikor pozitiflikleri açısından da istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p=0,164).

Tartışma

Çölyaklı hastalarda diğer otoimmün kökenli hastalıkların ve otoantikorların sıklığının arttığı bildirilmektedir. Çalışmamızda Türk toplumundaki çölyaklı hastalardaki PCA pozitifliğinin kontrol grubuna göre farklı olmadığını saptadık.

Atrofik gastritin mide kanseri riskini 3 kat arttırması bu asemptomatik seyreden histopatolojik bozukluğun tanısının konulmasını önemli kılmaktadır [4].
Çalışmalar glutene uzun süre maruziyetin gastrik mukozada yapısal ve fonksiyonel değişikliklere sebep olabileceğini bildirmekle beraber Gilberg ve ark.’ları [5] ince barsaktaki villus atrofisi ile atrofik gastrit arasında bir korelasyon olmadığını saptamışlardır. Başka bir çalışmada ise çok yüksek olmamakla birlikte gastrik atrofinin ve aklorhidrinin çölyaklı bireylerde bir miktar yüksek olduğu bildirilmiştir [6].
Ancak çalışmamızda prekanseröz otoimmun kökenli atrofik gastritin belirteci olan PCA’yı çölyaklı bireylerde sağlıklı kişilerden farklı bulunmadı. Glutensiz diyete sıkı şekilde bağlı olan hastalarda düzelmeyen anemi durumunda H. pylori enfeksiyonu, aklorhidrik gastrik atrofi ve de otoimmun atrofik gastrit akılda tutulması gereken başlıca nedenlerdir [7].
Ayrıca çölyaklılardaki B12 eksikliğine bağlı gelişmiş olan megaloblastik anemili kişilerde atrofik gastrite bağlı pernisiyoz aneminin olabileceği göz önünde tutulmalıdır. İstatiki olarak anlamlı olmasada iki hastada PCA pozitifliği saptandı. PCA otoimmun atrofik gastriti göstermesinden ötürü, herhangi bir girişimsel yöntem gerekmeden tanı ve tedavimizde bu patolojinin saptanmasında bize yol gösterici olabilir. Çölyaklı hastalarda otoimmün kökenli tiroid hastalıkları sıklığının artmış olduğu bildirilmekte olup buna benzer bir birliktelik atrofik gastritle otoimmün tiroidit arasında bulunmaktadır. Ayrıca otoimmün kökenli tiroid hastalığı olan kişilerde PCA sıklığının sağlıklı kontrollerden anlamlı şekilde yüksek olduğu saptanmıştır [8].
Bu sonuçlardan yola çıkarak atrofik gastrit ile çölyak birlikteliği mümkün gibi görülmekle birlikte, hasta sayısının az olması ve PCA pozitifliği olan ve olmayan hastaların endoskopik olarak incelenmemiş olması bu sonuca gitmemize engel olmuş olabilir. Sonuç olarak çalışmamızda çölyaklı hasta grubundaki iki hastada PCA pozitifliği saptadık. Bu pozitiflik kontrol grubundan anlamlı şekilde farklı olmasa da atrofik gastritin göstergelerinden birisidir ve gastrik karsinoma riskinin tanımlanmasında ve de anemi tedavisinin şekillendirilmesinde çölyaklılarda klinisyenlere yardımcı olabileceğini düşündürmektedir. Bu görüşün doğruluğunun kanıtlanması için daha kapsamlı çalışmalar gerekmektedir. Menfaat ilişkisi Yazarların yazıda adı geçen ürünlerle ilişkili herhangi bir menfaat ilişkisi yoktur.

 
Kaynaklar:

Parietal cell antibody frequency in patients with celiac disease Erkan Çağlar, Serdal Uğurlu, Ahmet Dobrucalı İç Hastalıkları Anabilim Dalı (Dr. E. Cağlar, Prof. Dr. A. Dobrucalı), İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İstanbul; İç Hastalıkları Anabilim Dalı (Doç. Dr. S. Ugurlu), Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Sivas

1. Fasano A. Systemic autoimmune disorders in celiac disease. Curr Opin Gastroenterol 2006; 22: 674- 79.
2. Dickson BC, Streutker CJ, Chetty R. Coeliac disease: an update for pathologists. J Clin Pathol 2006; 59: 1008-16.
3. Centanni M, Marignani M, Gargano L, Corleto VD, Casini A, Delle Fave G, Andreoli M, Annibale B. Atrophic body gastritis in patients with autoimmune thyroid disease: an underdiagnosed association. Arch Intern Med 1999; 159: 1726- 30.
4. Hoffbrand, A.V. Vitamin B12 and folate metabolism: the megaloblastic anaemia and other nutritional anaemias. Blood and Its Disorders 2nd edition. Oxford: Blackwell Scientific Publications. 1982; 199-263.
5. Gillberg R, Kastrup W, Mobacken H, Stockbrügger R, Ahren C. Gastric morphology and function in dermatitis herpetiformis and in coeliac disease. Scand J Gastroenterol 1985; 20: 133-140.
6. Marsh MN. Mucosal pathology in gluten sensitivity. Oxford: Blackwell science. 1992; 136.
7. Hershko C, Hoffbrand AV, Keret D, Souroujon M, Maschler I, Monselise Y, Lahad A. Role of autoimmune gastritis, Helicobacter pylori and celiac disease
8. Ugurlu S, Caglar E, Inan D, Tasan E. Otoimmun hipotiroiditli hastalarda parietal hücre antikor sıklığı. Endokrinolojide Yönelişler 2008; 17: 2-4.

2 Aralık 2010 Perşembe

Çölyak tanısı nasıl konur? | Video Uzman TV

Uzmanından Çölyak Hastalığı Hakkında Bilmek İstediğiniz Herşey!

İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı
Prof. Dr. Murat Tuncer







Tags: gluten, çölyak hastalığı nedeni, glütene alerjisi olma, çölyak hastalığının nedenleri, glutenli ürünler, glüten içeren besinler, çölyak belirtisi, glütenli gıdalar, glüten proteini, çölyak hastalığının belirtisi, çölyak hastalığı, çölyak tanısının konulması, sindirim sistemi, glüten intoleransı, çölyak hastalığı özellikleri, çölyak teşhisi, glüten alerjisi tedavisi, glüten bulunan ilaçlar, glüten, gluten intoleransı, çölyak belirtileri, gluten içeren gıda, çölyak, çölyak tanısı, glüten alerjisi, sindirim, çölyak hastaları

1 Aralık 2010 Çarşamba

SGK (SOSYAL GÜVENLİK KURUMU) Glutensiz Ürün Bilgilendirmesi - Reçete Uygulaması

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU (SGK) Çölyak Hastaları İçin 15.9.2010 tarihli değişiklik 

Çölyak hastalarını kapsayan yeni tebliğ gereği; aşağıdaki tabloda belirlenen Ek2 E listesindeki çölyak hastalığında kullanılacak özel formüllü un ve özel formül içeren glutensiz mamul ürünlerin eşdeğer grupları kaldırılmış ve bu ürünlerden çölyak hastalarının faydalanabileceği bedelsiz glutensiz ürün tutarı yaş gruplarına göre fiyat olarak belirlenmiştir. (Eskiden ürün miktarıydı)

SGK tarafından çölyak hastalarına gastroenteroloji uzman hekimi tarafından düzenlenen uzman hekim raporuna dayanılarak



 Aylık :
 a) 0-5 yaş aralığı : 52,50 TL
 b) 5-15 yaş aralığı : 80 TL
 c) 15 yaş üstündekiler için : 72,50 TL



tutarında özel formüllü un ve özel formüllü un içeren mamul ürünler (makarna, şehriye, bisküvi, çikolata, gofret vb.) Kurumca karşılanacak olup en fazla üçer aylık dozlar halinde reçete edilebilir.
Çölyak hastalığında kullanılacak özel formüllü un ve özel formül içeren mamul ürünler; gastroenteroloji uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilebilir.
Çölyak hastalarının geri ödemeden faydalanacağı ürünlerin mutlaka SGK tarafından yayınlanan Ek2 E listesinde belirtilmiş olması gerekmektedir. Bu listede yer almayan ürün bedelleri Kurumca karşılanmaz.

Raporlarınızla Glutensiz Ürün Alabilmek İçin Dikkat edilmesi gereken hususlar:
  • Raporunuzu mutlaka Gostroenterolog uzmanı  hazırlamalı.
  • Raporunuzda Çölyak Hastalığı hastalığın adı olarak yazmalı
  • Raporunuzda çölyak hastasının glutensiz un ve glutensiz mamul ürün kullanacağı belirtilmelidir. (Sınırlama TL olduğu için artık miktar yazılmasına gerek yoktur.)
  • Alınmış bulunan rapora dayanarak tüm doktorlar glutensiz un ve mamül ürünleri reçete edebilir.  
  • Reçetede makarna, bisküvi, gofret gibi özel formül içeren mamul ürünler “glutensiz mamul ürünler” şeklinde, özel formül içeren unlar da “glutensiz un” şeklinde genel ifade ile reçete edilebilir.  
  • Reçete en fazla üç aylık yazılabilir.
  • Eczanenizden sadece EK2 E listesinde yer alan glutensiz un ve mamul ürünleri temin edebilirsiniz.  
  • Reçete üç aylık ise yaşınıza göre hak etmiş olduğunuz üç aylık glutensiz ürün tutarı Kurumca karşılanacaktır. Ancak üç aylıktan fazla ürün alınmak istenirse sistem bunu fark ödemesi şeklinde çıkartmaktadır.  
  • Reçete üç aydan az bir süre için ise sistem yaşınıza göre hak edilen tutara karşılık gelen süreyi hesaplayıp yeni reçete yazdırma süresini belirleyecektir.  
  • Eşdeğer uygulaması kalkmıştır. Listede yeralan glutensiz ürünleri aynı reçetede aynı anda alınabilir.
  • Yetişkinler de gofret ve çikolatalı gofret ürünlerini reçeteleri ile alabilirler.  
EK2 E listesinde yer alan diğer tüm glutensiz ürünler yaş sınırına göre hak edilen TL tutarı doluncaya kadar tam olarak karşılanmaktadır.
  • Glutensiz un da eskiden uygulanan 5TL ödeme sınırı kaldırılmıştır.
  • Eşdeğer kısıtlamasına gdidilmeden hastalar ürünlerini kendileri seçebilecekleri için reçetelerinizi üç aylık zaman dilimlerine göre genel ifadelerle yazmanız size ve eczacılara büyük kolaylıklar sağlayacaktır.
  • Reçetenizde  ‘Üç aylık glutensiz un ve / veya glutensiz mamül ürün’ yazılması size üç aylık tutar kadar (aşan kısım tarafınızdan ödenecek) glutensiz ürünü EK2 E listesindeki aşağıdaki ürün listesinden seçerek almanızı sağlayacaktır. 
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞINDAN SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİ EKİ EK-2/E HASTALIĞA ÖZEL (DOĞUŞTAN

METABOLİK HASTALIKLAR, KİSTİK FİBROZİS, İNEK SÜTÜ ALERJİSİ VE ÇÖLYAK HASTALIĞI) DİYET ÜRÜNLERİ İLE TIBBİ MAMALAR  LİSTESİ HAKKINDA ÖNEMLİ DUYURU
Sağlık Uygulama Tebliği Eki Ek-2/E Hastalığa Özel (Doğuştan Metabolik Hastalıklar, Kistik Fibrozis, İnek Sütü Alerjisi Ve Çölyak Hastalığı) Diyet Ürünleri İle Tıbbi Mamalar Listesinde yapılan düzenlemeler ekli listededir.   

Uygulama 15.9.2010 tarihinden itibaren geçerlidir. Tüm ilgililere duyurulur.